Gözden kaçırmayın

MHP’Lİ Yönter’in ismi sokağa verildiMHP’Lİ Yönter’in ismi sokağa verildi

Fulya Bolcal’ın Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) Afyonkarahisar Şubesi başkan adaylığı sürecinde medya mensuplarına gönderdiği CV oldukça dikkat çekici.

BENİ BOŞVERİN ABİM CHP İL BAŞKANI
CV’sinde ailesel bağlarını vurgulayan Bolcal, özellikle abisi Faruk Duha Erhan’ın CHP Afyonkarahisar İl Başkanı olduğunu öne çıkararak, "Ey ADD üyeleri, bakın abim CHP İl Başkanı" mesajını vermiş oldu. Bu durum, Bolcal’ın kişisel meziyetlerinden ziyade, ailesel ve siyasi bağlantılarını ön plana çıkardığına işaret ediyor. Ancak bu yaklaşım, hem ADD’nin tarafsızlık ilkesine gölge düşürüyor hem de CHP’nin yerel dernek seçimlerinde tarafgir bir tutum sergilediği eleştirilerini beraberinde getiriyor.

"BENİM MEZİYETLERİMİ BOŞVERİN, ABİM CHP İL BAŞKANI"
Atatürkçü Düşünce Derneği, kurulduğu günden bu yana Atatürk ilkelerini ve Cumhuriyet değerlerini savunan, bu doğrultuda faaliyet gösteren bir sivil toplum kuruluşu olarak bilinir. Derneğin temel misyonu, siyasi parti ayrımı yapmaksızın toplumda Atatürkçü düşünceyi yaygınlaştırmaktır. Ancak Fulya Bolcal’ın CV’sinde abisinin CHP İl Başkanı olduğunu özellikle vurgulayarak adaylık sürecine girmesi, ADD’nin tarafsızlık ilkesine zarar verebilecek bir yaklaşım olarak değerlendirilebilir. Bu durum, derneğin bağımsız bir yapı olarak faaliyet göstermesi gerektiği gerçeğiyle çelişiyor.
Bolcal’ın CV’sindeki bu vurgu, "Benim meziyetlerimi boşverin, abim CHP İl Başkanı" şeklinde yorumlanabilir. Bu, kişisel başarılar veya derneğe katkı sağlayabilecek yetkinlikler yerine, siyasi bir bağlantının öne çıkarılmasını ifade ediyor. ADD gibi bir kuruluşta, başkan adaylarının öncelikle Atatürkçü düşünceye olan bağlılıkları, vizyonları ve derneğe sunabilecekleri katkılar üzerinden değerlendirilmesi gerekir. Ancak Bolcal’ın bu yaklaşımı, dernek seçimlerinin siyasi bir arenaya dönüşme riskini artırıyor.

CHP’NİN HER DERNEK SEÇİMLERİNDEKİ TARAFGİR TUTUMU ÇOĞALIYOR
Fulya Bolcal’ın adaylığı, yalnızca bireysel bir tercih olarak değerlendirilemez; aynı zamanda CHP’nin Afyonkarahisar’daki yerel dernek seçimlerine yönelik genel tutumunu da yansıtıyor. CHP’nin, ADD gibi sivil toplum kuruluşlarının seçim süreçlerinde aday çıkararak taraf olmasını eleştirmek gerekiyor. Sivil toplum kuruluşları, toplumun farklı kesimlerini bir araya getiren, ortak değerler etrafında faaliyet gösteren yapılar olmalıdır. Ancak CHP’nin bu tür derneklerde adaylar üzerinden etki kurmaya çalışması, hem bu kuruluşların bağımsızlığını zedeliyor hem de toplumdaki güvenilirliklerini sorgulanır hale getiriyor.
Afyonkarahisar’da ADD seçimleri özelinde yaşanan bu durum, CHP’nin yerel düzeyde dernekler üzerinde siyasi bir hegemonya kurma çabasını gözler önüne seriyor.

TARAFSIZLIK VE LİYAKAT ESAS ALINMALI
Fulya Bolcal’ın CV’sinde abisinin CHP İl Başkanı olduğunu vurgulayarak ADD başkan adaylığına soyunması, hem kişisel hem de siyasi düzeyde eleştirilmesi gereken bir durumdur. ADD gibi köklü bir sivil toplum kuruluşunun, siyasi bağlantılar üzerinden değil, liyakat ve vizyon üzerinden yönetilmesi gerekir. Bolcal’ın bu yaklaşımı, ADD’nin tarafsızlık ilkesine gölge düşürmüş ve derneğin siyasallaşma riskini artırmıştır.
Aynı şekilde, CHP’nin Afyonkarahisar’daki her dernek seçimlerinde aday çıkararak tarafgir bir tutum sergilemesi, sivil toplumun bağımsızlığına zarar veriyor. CHP, sivil toplum kuruluşlarını siyasi bir araç olarak görmek yerine, bu kuruluşların bağımsızlığını ve tarafsızlığını desteklemelidir. Aksi takdirde, hem derneklerin güvenilirliği zedelenir hem de toplumda siyasi kutuplaşma derinleşir.
Sonuç olarak, ADD Afyonkarahisar Şubesi başkan adaylığı sürecinde yaşanan bu olay, tarafsızlık ve liyakat ilkelerinin ne kadar önemli olduğunu bir kez daha hatırlatıyor. Sivil toplum kuruluşları, siyasi bağlantılarla değil, ortak değerler ve yetkinliklerle yönetilmelidir. CHP’nin de bu tür süreçlerde daha sorumlu bir tutum sergileyerek, sivil toplumun bağımsızlığına saygı göstermesi gerekmektedir.

 

İsmail SAGUN