Gözden kaçırmayın

İGM’den, LGS ve TYT adaylarına büyük destekİGM’den, LGS ve TYT adaylarına büyük destek

 

 

Yerel seçimlerin üzerinden 4 ay geçmiş, atı alan Üsküdar’ı geçmiş bizler hala her sabah ısıtılarak yenen yemek olan temcit pilavı gibi gündemden düşürmüyoruz.

Arkadaş o iş bitti.

İyisiyle kötüsüyle herkes oyunu kullandı ve Burcu Köksal Belediye başkanı seçildi.

Burada diğer adaylar mı kaybetti, Burcu Köksal mı kazandı.

Yoksa AK Parti mi kaybetti,  CHP mi kazandı bilmem.

Bana göre AK Parti kaybetti, Burcu Köksal'ın kendi ismi kazandı.

Kısacası; yumurta – tavuk hikâyesi.

Bu seçimde CHP’nin payı hiç öyle abartılacak oranda değil.

Birini abartacaklarsa bu kişi sadece Burcu Köksal olmalı.

Burcu Başkan seçilmeden önce mitinglerde yaptığı açıklamalarda agresif tavırlarıyla kafalarda “acaba” dedirtmiyor değildi. Ama seçildikten sonra hele son aylarda sakin tavırlarıyla halk içinde ona karşı beğenin artmasına neden oldu.

CHP İl başkanı CHP Afyonkarahisar İl Başkanı Faruk Duha Erhan’ın iddia ettiği gibi CHP fark yaratmadı. Bu farkı Burcu başkanın sergiledi tavır oluşturdu.

 

KİBİR HASTALIK BELİRTİSİ Mİ?

Son zamanlarda odaklanma sorunu yaşıyorum.

Bu yüzden yazı yazmaya ara vererek bir kahve yaptım ve internette odaklanma sorunu ile ilgili yazılar aramaya başladım.

 Kibir hastalık belirtisi mi?” başlıklı bir yazı ilgimi çekti.

Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan’ın yazısını okumaya başladım. Okudukça gözümde bir fotoğraf belirmeye başladı. Yazının sonuna geldiğimde fotoğraf net bir şekilde ortaya çıkmıştı.

Bir kişinin nasıl kibirli olduğunu ve altında nelerin yattığı hakkımda ahkâm kesecek değilim.

Tarhan hoca yazıda belirtmiş.

Tarhan hocanın yazdıklarından alıntılayarak birazda benim eklemelerimle yani Afyon siyaseti gibi karıştıralım.

 

KİBİRLİ İNSANLARDAN NEFRET ETTİM VE EDERİM

Hayatım boyunca kibirli insanlardan nefret ettim ve ederim. Hele ki kibirli olduğunu kabul etmeyenlerden kat ve kat nefret ederim.

Kelime anlamı büyüklük olan kibir, terim olarak "kişinin kendini üstün görmesi ve bu duyguyla başkalarını aşağılayıcı davranışlarda bulunması" anlamına gelir.

Toplumda kibir olarak bilinen gururun, aslında hastalık değil, hastalık belirtisi ve kişilik sorunudur.

Kibir, kişinin büyüklük duygusunu yoğunlukla yaşamasıdır. Narsistik kişilik dediğimiz kişilik yapısı vardır. Bu kişilerin hayatlarının en büyük teması, büyüklük duygularının yüksek olmasıdır. Kendilerini özel, üstün ve seçilmiş görürler. Diğer insanları da küçük görürler.

 

KENDİNİ ÖVMEYİ BECERİ OLARAK SUNARLAR

Narsistik kişinin kendine hayranlık hastalığıdır. Kişiliğindeki en büyük ana tema da büyüklük duygusudur. Büyüklük duygusu olan kişiler sarımsak yemiş kişiler gibidir. Tevazulu gibi gözükürler ama tevazuunun arkasında kendini büyük görme vardır. Hatta kibirli birisi tevazuunun prim yaptığı bir ortama girmiş, aşırı tevazulu davranmış. ‘Sen niye böyle davranıyorsun önceden böyle değildin?’ diye sorulunca da ‘Ben tevazuda da en büyük olmalıyım’ demiş. İnsanoğlunda en önde olma, en iyi olma gibi bir duygu vardır. Kendini övmeyi beceri olarak sunuyor.

Kibrin bir ucunda da şu vardır; başkalarını küçük görmezsin ama kendini büyük görürsün. Bu tarz kişiler mütevazı gibi gözükür. Sahip olduğu birçok nimeti kendinden bilmektir.

 

KİBİRLİ KİŞİLER YALNIZ KALIRLAR

Kibir sarımsak kokusu gibidir, saklayamazsınız ses tonunuzdan bile anlaşılır. Kibir itici ve soğuk bir duygudur ve onun için kibirli kişiler yalnız kalır. Başarılı oldukları zaman etrafları dolu ve kalabalıktır. Emekli olduklarında veya başarılarını, güçlerini kaybettikleri zaman bu kişiler yapayalnız kalırlar. Bu sefer de insanları menfaatçi olmakla suçlarlar. Atalarımız hep söylemiş “Gururlanma padişahım senden büyük Allah var” diye.

 

HERKESİ KONTROL ETMEK İSTERLER

Narsistik insanın en büyük özelliği ‘Ben her şeyi kontrol etmeliyim, hep benim dediğim olsun’ der. Aşırı kontrol duygusu vardır. Mütevazı rolü oynasa bile iç dünyası öyle değildir. Çelme takarlar, başkasının ekmeğiyle oynarlar. Sırf kendi güçlerini, iktidarlarını devam ettirmek için.

 

OYUN KURMAYA ÇALIŞMA

Bu yazıyı okuduktan sonra her fırsatta basın açıklaması yapan ve sadece yerel seçime atıfta bulunarak yapacaklarından çok yapılmayanı eleştiren CHP İl başkanı CHP Afyonkarahisar İl Başkanı Faruk Duha Erhan aklıma geldi.

Sayın Erhan şimdiye kadar yaptığı basın açıklamalarının tamamını gözden geçirirse kendiside hak verecek.

Sayın Erhan sevabıyla günahıyla seçim bitti.

Burcu Köksal başkanlığa seçildi.

Bırak artık belediyede yapılanı, yapılmayanı.

Yapılacak olanı ve yapılmak isteneni.

Bunları Burcu başkan ve ekibi karar versin. Oyun kurmaya çalışma. Zira Burcu başkanı yıllardır tanırım kurulan oyun masasına oturmaz.

5 yılın sonunda Afyon halkı ona karnesini verir.

Şayet sen oyun kurmak istiyorsan; ilk yapılacak olan Milletvekili seçimlerinde kendine listede yer kapmak üzere oyun kur.

 

TEVAZU İLE YAKLAŞMAYI DENESEN

Siz her basın açıklamanızda milletin gözünün içine sokacak tavırla AK Parti İl Baro başkanı sıfatını kullanıyorsunuz.

Ayrıca "Baro başkanları siyasi partilerde il başkanlığı yapamaz" diye bir kanun yok.

Var da ben mi bilmiyorum?

Aktif siyasete girdiği için sayın Turgay Şahin'in Baro Başkanlığından istifa etmesi benim içinde çok şık olurdu ama etmemesi de onun tercihi.

Tercih olan hiç bir şeyi, üstü kapalı dayatamaz alaycı tavır sergileyemezsiniz!

AK Parti İl Başkanınada bir siyasi il başkanı üslubu ile yaklaşmayı denesen.

Bir belediye il başkanlığı kazanmış bir partinin il başkanı olarak, iktidar partisinin il başkanına tepeden bakma değil de tevazu ile yaklaşmayı denesen.

Yapamıyorsun o yüzden denesendiyorum.

 

TEK BAŞINA ÇAY İÇEN CHP’LİLERDEN OLMAYIN

Sayın Erhan, Yerel seçimde AK Parti'yi kaybettiren, Burcu Köksal’ın kazandırmasını etkileyen şey  neydi biliyor musun?.

AK Partililerin kibir boyutunu geçmiş, ileride derecede narsist tavırlarıydı.  O yüzden seçimi kaybettiler.

Gelin siz tevazu sahibi olmayı deneyin.

İnanın bugünde yarında kazanan siz olursunuz.

Daha önceleri sizi gibi tavırlarınızı sergileyen, şimdi çay bahçelerinde tek başına çay içen “eski” sıfatını taşıyan CHP’lilerden olmayın.

 

İsmail SAGUN