Gözden kaçırmayın

AK Parti’nin ramazan bereketi: gönül sofralarıyla dayanışma ve samimiyet AK Parti’nin ramazan bereketi: gönül sofralarıyla dayanışma ve samimiyet 

Milli Şairimiz Merhum Mehmet Âkif Ersoy’un, milletimizin vatan sevgisini ve bağımsızlığımıza olan tutkusunu kaleme aldığı İstiklal Marşımızın 12 Mart 1921 tarihinde, Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından kabul edilişinin 104. yıl dönümü dolayısıyla anma programı düzenlendi.
Kâmil Miras Anadolu Lisesi Şehit Kerim Üye Konferans Salonunda Güzel Sanatlar Lisesi öğretmen ve öğrencileri tarafından hazırlanan anma programına Vali Doç. Dr. Kübra Güran Yiğitbaşı, İkmal ve Garnizon Komutanı Tuğg. Fatih Dağlı, Belediye Başkanı Burcu Köksal, Cumhuriyet Başsavcısı Fatih Karabacak, Vali Yardımcısı Ali Uysal, İl Jandarma Komutanı J. Alb. Tolga Yağan, İl Emniyet Müdürü Ahmet Birtan Erol, siyasi parti temsilcileri, kurum müdürleri, okul müdürleri, sivil toplum kuruluş temsilcileri, öğretmen ve öğrenciler katıldı. Saygı Duruşu ve ardından İstiklâl Marşının okunması ile başlayan programda ilk konuşmayı Afyonkarahisar Güzel Sanatlar Lisesi Tarih Öğretmeni Harun Taşkın yaptı.

“AKİF'İN 41 MISRALIK BU EŞSİZ ESERİ TÜRKİYE CUMHURİYETİ’NİN BAĞIMSIZLIĞININ SEMBOLÜDÜR”
İstiklal Marşı’nın ilk dörtlüğünü okuyarak konuşmasına başlayan Taşkın, “Söylendiğinde insanın iliklerine kadar işleyen, vatan ve millet sevgisinin bir tezahürü olan, bu marşın yazılabilmesi için elbette hürriyete âşık, İmanı güçlü, yüreği halk için atan bir şaire ihtiyaç vardı "Mehmet Akif Ersoy". Mehmet Akif Ersoy yaşadığı dönemde şairliğiyle, zulmün ve zalimin karşısında dimdik duruşuyla topluma örnek olmuştur. Verdiği vaazları, yazdığı şiirleri, yayımladığı dergileri hürriyet mücadelesinin de en büyük destekçisi olmuştur. Milletimizin inancı, özgürlük sevdası, gelecek ümidi, Mehmetçiğin kahramanlığı ve yaşanan ruh hali mısralara dökülmeliydi. Bu en çok "Çanakkale Şehitleri” ve "Safahat' 'ın şairi Mehmet Akif'in eline yakışacaktı. Eseri yazması için kapısını çalan Hamdullah Suphi'ye Böyle bir hizmete maddi bedel asla karıştırılmamalıdır.” sözü Mehmet Akif'in vatanını ve milletini karşılıksız seven gerçek bir milli şair olduğunun en sağlam kanıtıdır. İnandığı gibi yaşayan, yaşadığı gibi yazan ve bu uğurda bedel ödemekten asla çekinmeyen milli şairimiz; bu mukaddes eserin ancak ahval-i zamamn ruhuyla yazılabileceğini ve tekrar yazılmasının mümkün olmayacağını belirtmiştir. Davası derdi kadar büyük, şiiri davası kadar içten olan Mehmet Akif; kahraman milletimizin mücadelesini ölümsüzleştiren bu eşsiz eserin sahibinin yine aziz milletimiz olduğunu söylemiştir. "Hayal ile yoktur alışverişim, her ne demişsem görüp de söylemişim.” diyen Mehmet Akif'in 41 mısralık bu eşsiz eseri Türkiye Cumhuriyeti’nin bağımsızlığının sembolüdür. İstiklal Marşımız, azim ve fedakârlıkla verilen kurtuluş mücadelesinin Mehmet Akif Ersoy’un dizelerinde hayat bulmuş halidir” dedi.

İLGİYLE İZLENEN TİYATRO YOĞUN ALKIŞ ALDI
Ardından Resim Bölümü öğretmeni Coşkun Yazar’ın hazırladığı “Mehmet Akif’in fikir Hayatı ve İstiklal Marşı” sunumu ve Edebiyat Öğretmeni Tülay Gümüş Demiralay’ın hazırladığı öğrenciler Ahmet Efe İbrahim İrfan ve Yusuf Songür’ün canlandırdığı “Mehmet Akif ve Asımın Neslini Anlamak” konulu tiyatro gösterisi sunuldu. İlgiyle izlenen tiyatro yoğun alkış aldı.  Müzik ve resim bölümü öğretmen ve öğrencilerinin hazırladığı “Bir Yıldız Bir Hilal İlelebet İstiklal” konulu oratoryo ve devamında Mehmet Akif Ersoy’un bestelenmiş şiirlerinden oluşan mini konser ise büyük beğeni topladı. Günün anısına çekilen hatıra fotoğrafı ile program sona erdi.