PKK BAĞLANTILI DEM İLE YOL YÜRÜYENLER, BUGÜN “BAĞLANTIMIZ KALMADI” DİYEN DEM İLE YÜRÜYENLERİ ELEŞTİRİYOR.
Türkiye’nin siyasi manzarası, son yıllarda karmaşa ve çelişkilerle dolu bir siyaset sahnesine dönüştü. Dün, terör örgütü PKK’nın siyasi uzantısı olarak görülen DEM Parti ile yol yürüyen, onların söylemlerine göz yuman ve ittifak masalarında kol kola giren CHP ve İYİ Parti, bugün utanmadan AK Parti ve MHP’yi, terörle hiç bağlantılarının olmadığını beyan eden DEM ile diyalog kurmasını eleştiriyor.
Bu, siyasi ikiyüzlülüğün ve omurgasızlığın zirvesine ulaşmış bir tablodur.
Daha da ileri gidip, “Terörsüz Türkiye” diyerek ömrünü devlet-millet mücadelesine adayan MHP lideri Devlet Bahçeli’ye dil uzatmak, hatta hakaret etmek cüretinde bulunuyorlar.
Bu, siyasi ahlaksızlığın ve hadsizliğin zirvesidir.
CHP’nin derdi ne devlet, ne millet; tek dertleri kendi ikballeri.
CHP’nin DEM ile ilişkisi, sadece bir siyasi ittifaktan ibaret değil; bu, ideolojik bir flörtün ötesine geçmiş bir samimiyetsizliktir.
2019 yerel seçimlerinde, İstanbul ve Ankara gibi büyük şehirlerde DEM’in oylarıyla zafer kazanan CHP, o dönemde DEM’in terörle bağını sorgulamak bir yana, bu desteği açıkça kabullenmiş ve hatta teşekkür etmişti.
Ekrem İmamoğlu’nun “HDP’ye gönül verenlere teşekkür ederim” sözleri hâlâ hafızalarda.
İYİ Parti de bu süreçte sessiz kalarak, DEM’in oylarına sırtını dayamıştı.
O gün, DEM’in PKK ile ilişkisi CHP için bir sorun değildi; çünkü mesele devlet-millet değil, koltuk sevdasıydı.
Bugün ise “Terörsüz Türkiye” diyen AK Parti ve MHP’nin, DEM ile diyalog kurmasını “terörle iş birliği” olarak yaftalıyorlar.
CHP’nin bu tavrı, siyasi ahlaksızlığın daniskasıdır.
Kendi geçmişinde DEM ile aynı masada oturup, aynı hedef için omuz omuza çalışırken sesi çıkmayan CHP, şimdi AK Parti ve MHP’yi eleştirerek kirli sicilini unutturmaya çalışıyor.
Bu, ancak kendi ikbalini düşünen bir partinin başvuracağı ucuz bir taktiktir.
Bu, sadece ikiyüzlülük değil, aynı zamanda milletle alay etmektir.
Hele ki Devlet Bahçeli’ye, yıllardır terörle mücadelede en net duruşu sergileyen, “Terörsüz Türkiye” hedefini her platformda haykıran bir lidere dil uzatmak, CHP’nin hadsizliğinin ve ahlaksızlığının göstergesidir.
Devlet Bahçeli, Türkiye’nin birliği ve dirliği için ömrünü vakfetmiş bir liderdir.
MHP, onun önderliğinde PKK’ya karşı en sert mücadeleleri desteklemiş, devletin bekası için her zaman en ön safta yer almıştır.
Bahçeli’nin “Terörsüz Türkiye” vizyonu, sadece bir slogan değil, bir yaşam felsefesidir.
Buna rağmen CHP’nin, Bahçeli’yi DEM ile diyalog kurmasını eleştirmesi, hatta hakaret etmesi, siyasi namussuzluğun zirvesidir.
CHP, kendi geçmişinde DEM ile ittifak yaparken sesi çıkmayanların, bugün Bahçeli’ye laf söylemeye hakkı yoktur.
Bu, bir eleştiri değil, devlete ve millete adanmış bir ömre hakarettir.
AK Parti ve MHP, yıllardır devlet-millet bütünlüğünü koruma mücadelesi veriyor.
Terörle mücadelede kararlı adımlar atan, PKK’ya karşı sınır ötesi operasyonlarla göğsünü siper eden bu iki parti, bugün DEM ile diyalog kurmasıyla suçlanıyor.
Oysa AK Parti ve MHP’nin, Türkiye’nin birliği ve güvenliği için attığı her adım, devletin bekasını merkeze alıyor.
Eğer DEM ile bir diyalog söz konusuysa, bu, ancak devletin menfaatleri doğrultusunda, şeffaf ve kontrollü bir süreç olabilir.
Bunu, CHP’nin DEM ile gizli saklı ittifaklarıyla karıştırmak, ya art niyettir ya da siyasi körlüktür.
AK Parti ve MHP, hiçbir zaman terörle uzlaşmadı, aksine terörün kökünü kazımak için gece gündüz çalıştı.
CHP’nin bu konuda tek bir samimi eleştirisi olamaz; çünkü onların sicili, PKK ile iç içe olan DEM ile kol kola yürümekten geçiyor.
AK Parti ve MHP’nin, devletin ali menfaatleri için attığı adımları eleştirmek, CHP’nin haddi değildir.
CHP’nin bu eleştirilerinin altında yatan gerçek motivasyon, devlet ya da millet değil, kendi siyasi ikbalidir.
Partinin lideri Özgür Özel, her fırsatta koltuğunu sağlamlaştırmak için popülist söylemlere sarılıyor. DEM ile geçmişte kurulan ittifaklar, CHP’nin oylarını artırmak için bir araçtı; şimdi ise AK Parti ve MHP’yi karalayarak muhalefet tabanını konsolide etme çabası var.
Bu, ne vatan sevgisidir ne de millet kaygısı; bu, düpedüz fırsatçılıktır.
CHP, yıllardır Türkiye’nin temel meselelerinde çözüm üretmek yerine, sadece iktidarı yıpratma peşinde koştu.
Yıllarca terörle mücadelede somut bir öneri sunmayan, sadece laf kalabalığıyla muhalefet yapan bu parti, şimdi kalkmış AK Parti ve MHP’yi suçluyor.
Kendi geçmişinde PKK ile bağlantılı DEM ile yol yürümüş bir partinin, bugün başkalarını aynı yolda yürümekle itham etmesi, siyasi ahlakın iflasıdır.
Çünkü bildikleri tek yol buydu.
CHP’nin AK Parti ve MHP’ye yönelik eleştirileri, samimiyetten yoksun, ikiyüzlü bir siyasi oyunun parçasıdır.
Dün DEM ile kol kola girenler, bugün “terörle bağlantı” iftirası atarak kendi kirlerini örtmeye çalışıyor.
Ama görmekten geldikleri bir nokta var.
O da onlar PKK ile göbek bağı olan her koşulda biat ettikleri DEM ile yok yürürken, bugün AK Parti ve MHP, PKK ile hiçbir bağlantılarının kalmadığı beyan eden ve koşulsuz yanlarında duran DEM var.
Onların DEM’i ile şimdiki DEM aynı değil.
AK Parti ve MHP, devletin bekası için mücadele ederken, CHP’nin tek derdi kendi ikbalini kurtarmak. Bu millet, kimin vatan için çalıştığını, kimin koltuk için çırpındığını çok iyi görüyor.
CHP, başkalarını eleştirmeden önce aynaya bakmalı ve kendi geçmişindeki lekelerle yüzleşmelidir. Türkiye’nin geleceği, bu tür ikiyüzlü siyasetle değil, devlet-millet için çalışanların omuzlarında yükselecektir.
Yorumlar