Hadi itiraf edelim, yapay zekâ muhabirliği moda oldu!
Artık haber yazmak için klavyeye iki tık, yapay zekâya “Bana şunu yaz” de, hoop, haber hazır!Ama bir dakika, o ne?
Cümleler devrik, kelimeler Türkçe’nin ruhuna ters…

Yeni nesil muhabirler, sağ olsunlar, yapay zekâya “Bana haber yaz” deyip, bir yandan tost yiyor, bir yandan reels kaydırıyor.
Yapay zekânın yazdığı metni bir zahmet okuyup düzeltmek yerine, “Aman, bu iş böyle de olur” deyip geçiyor. Sonra da ortaya, imla kurallarını tatilde sanan, okurken insanın gözlerini kanatan haberler çıkıyor.
Yapay zekânın yazdığı metinlerde Türkçe imla kuralları, tırnak işaretini ve virgül koymayı unutan bir ergen gibi darmadağın!

Eski tüfek muhabirler, hani şu “Biz teksir kâğıdına haber yazardık, daktiloda parmaklarımız nasır tutardı” diye anlatanlar var ya, işte onlar bu manzaraya bakıp kahkahalarla gülüyor.

Haklılar mı? 
Vallahi biraz haklılar!
Onlar, bir haberi yazmadan önce kütüphanede kaynak arar, not defterine karalar, sonra daktiloda tuşlara abanırdı. Hata yaparlarsa, teksir kâğıdını yırtıp baştan başlarlardı.
Şimdi? Yapay zekâ yazıyor, muhabir kopyalıyor, okuyucu ağlıyor.

Haklılar mı? 
Vallahi biraz haklılar!
Yeni muhabir, yapay zekânın yazdığı haberi okumadan editöre yolluyor. Editör desen, o da başka bir yapay zekâ metnini düzeltmekle meşgul.

Eski tüfek muhabirler teknoloji düşmanı değiller, yanlış anlaşılmasın. Onlar sadece şunu söylüyor: “Kardeşim, yapay zekâ yazsın, ama sen de iki dakika göz gezdir. Türkçe’yi katletmenin âlemi ne?”

Tabii, eski muhabirleri göklere çıkarmayalım.
Onlar da teknolojiye burun kıvırıp, “İnternet bir gün kapanırsa, iki haber yazamazsınız” diye ukalalık yapıyor.
Ama itiraf edelim, bir noktada haklılar.
Misal, internet çöktü diyelim, yeni nesil muhabir eline kalemi alınca “Bu ne ya, klavye nerede?” diye panikleyebilir.
Eski tüfeklerse, “Hah, şimdi sıra bizde!” deyip kâğıt-kalemle gazete çıkarmaya kalkar.
İddiaya girerim, iki gün içinde matbaayı bile yeniden kurarlar, üstüne bir de faks makinesini çalıştırırlar!

Peki, çözüm ne?
Yapay zekâ kötü mü? Hayır, bilakis harika bir araç!
Ama muhabirlik, sadece “kopyala - yapıştır” yapmaktan ibaret değil.
Yapay zekâ yazsın, tamam, ama sen de oku be kardeşim!
Türkçe’ye ihanet etme, tırnak işaretinden önce virgülü koy, cümleleri bir sıraya sok.
Eski muhabirler teknolojiye düşman değil, sadece “mesleğin ruhunu koruyun” diyorlar. Yeni nesil de bunu biraz ciddiye alsa, hepimiz kazanırız.

Yapay zekâ güzel araç, ama muhabirlik tost yerken haber kopyalamak değil! 
İnternet bir gün gider, yapay zekâ çökerse ne yapacağız?
Eski tüfekleri çağırıp, “Hadi usta, kalemi kap da gel!” mi diyeceğiz? Yoksa o gün geldiğinde, yeni nesil muhabirler “Google Docs nerede?” diye ağlayarak mı kalacak?
Ben iddiaya varım, eski muhabirler bir günde gazete çıkarır, yeni nesil hâlâ “Wi-Fi çekmiyor” diye sızlanır!